Ey Siyah yüzlüm...
Vakit gecenin derinliğinde demleniyor şimdi...
Siyahlar içinde yer gök...
...Sokaklar sessiz...
Ve siyah çiğ taneleri düşüyor gözlerinden, günahtan kararmış yüreğime...
Tenim siyahi değil belki, tenim kimseyi rahatsız etmiyor...
Peki ya yüreğim...???
Uykusuz kaldığım siyah gecelerde, gözlerimi yakan siyahi yüreğim...???
Ya Bilâl...
Bedeni siyahlar içinde olan
Ve ama yüreği yıldızlardanda parlak zat...
Siyah Gülüm...
Hangi kelimelerle anlatabilirim ki acizliğimi...
Hangi kelime seni anlatmaya muktedir ki...
Senden asırlar sonrasında
Ve dahi seni bile bile, Senden öte O'nu bile bile,
Terketmişken bedenimi siyahi boşluklara,
Yüzüm yok bir harf bile söylemeye...
Ama yok kimsem, O'ndan başka,
O'nun dostlarından başka kimsem yok derdimi söylemeye...
Ey siyah gül...
Gül'e dost oldun, Gül'ün kokusunu duydun,
Bedenin taşlarla zulmedilip, yüreğin satın alınmak istenirken,
Ehad ! dedin, daha da yüreklendin...
Birkez bile isyan etmedin siyahi tenine..
Yüreğine sığındın her '' siyahi köle '' seslenişlerinden..
Çünkü AŞK vardı yüreğinde, gerçek AŞK...
Şimdi ben yüreğimi görmek istesem,
Yüreğimde ne var diye sorsam;
Karanlık sokaklar karşılar ancak gözlerimi,
Işığını yitirmiş siyahi sokaklar...
Ey siyah gül...
Gözlerinden dökülen siyah çiğ taneleriyle yıkasam yüreğimi,
Gözlerimi yıkasam, dost kabul edermisin beni...???
Öyle zor ki buralarda yaşamak,
Kalabalık yalnızlıklar sardı şehirleri ,
Evlerde şeytanlar hüküm sürüyor artık ,
Ve şeytan hiç zorlanmıyor işini yaparken...
Dillerde kutsal kelimeler geziniyor bolca,
Ama gözler hep boşlukta, bedenler yalanda...
Kelimelerin ve herşeyin Rabbine sığınırken,
Korkuyorum bu günlerde ey Bilâl...
Ya sevmezse O beni...???
O sevmezse sen de sevmezsin diye korkuyorum...
Korkudan üşümüş ellerimi tutsan, dua etsen bana..
Yıldızlardan parlak yüreğinle,
Senden asırlar sonrasında yaşayan bu acize dua etsen...
Şimdi gözlerimde hayalin,
Okunan ezanlarda sesini duymuşçasına yad ederken seni,
Seni seviyorum ey Bilâl...
Gül'ü seviyorum çünkü...
O'nu seviyorum...